28 Mayıs 2014 Çarşamba

Nesin Matematik Köyü




   Nesin Matematik Köyü, matematik alanında faaliyet gösteren bir eğitim ve araştırma kurumudur. İzmir Selçuk'ta ki Şirince köyüne 1 km uzaklıkta bulunan, Nesin Vakfı'na ait 55 dönümlük bir arazi üzerine Mayıs 2007'de kurulmuştur. Köyde bilimsel ve eğitim amaçlı matematik veya matematiğe bağlı bilimlerle ilgili çalıştaylar, dersler, seminerler ve kamplar düzenlenmektedir. İlköğretim düzeyinde eğitimlerden ileri seviyede araştırmalara kadar her türlü matematiksel etkinlik yer alabilmekte ve lise öğrencilerine matematik dersleri verilmektedir.
    Nesin Matematik Köyü'nde verilen derslerin hiçbiri için bir belge, diploma veya buna benzer bir unvan verilmemektedir.


Kuruluş Gerekçesi:

    1995’te yurda dönen Ali Nesin, eğitim verdiği üniversite öğrencilerinin yetersizliğini görerek, onları önce akşamları evinde, sonra haftasonları Nesin Vakfı’nda ağırlamış, bu da yeterli olmayınca 10 yıl boyunca Türkiye’nin çeşitli yörelerinde her yaz 6-7 haftalık yazokulları düzenlemiştir. Son üç yılında bütün Türkiye’ye açılan yazokulları büyük rağbet görmüş ve son derece verimli geçmiştir. Zamanla her yaz konaklanacak, yemek yenilecek, ders yapılacak, çalışılacak, çamaşır yıkanılacak mekânların bulunmasının zorlukları ve maliyeti anlaşılmış ve sadece matematiğe ayrılmış bir mekân yaratmanın cazibesi üstün gelmiştir. Sonuçta Matematik Köyü projesi ortaya çıkmıştır. Nesin Vakfı’na ait olan Matematik Köyü tamamen halkımızın bağışlarıyla ve gençlerin gönüllü emeğiyle imece usulüyle kurulmuştur ve 2007’den beri gençlere hizmet vermektedir.

Matematik Köyü’nün Amacı: 

   Kuruluşunda sadece üniversite öğrencilerini hedefleyen Matematik Köyü, yoğun talebe dayanamayarak kuruluşundan bir yıl sonra kapılarını ilkokuldan lise ve üniversiteye kadar her seviyede öğrenciye açmıştır.
Amacı araştırmacıların ilgi alanına giren (dolayısıyla araştırmaya yönelik) matematiği öğrencilere tanıtmaktır. Eğitmenler ülkenin ve dünyanın dört bir yanından Köyümüze gönüllü gelen akademisyenlerdir.
Matematik Köyü kâr amacı gütmez. Yegâne amacı gençlere matematiği öğretmektir. Matematiği sevdirmek için özel bir çaba harcamayız çünkü matematiğin öğrenilince mutlaka sevileceği düşüncesindeyiz. Müfredata, üniversite giriş sınavlarına ya da herhangi bir eğitim ya da sınav sistemine bağlı değildir, sadece profesyonel matematikçilerin anladığı anlamda matematiği gençlere öğretmeyi ve böylece gençleri matematiksel araştırmaya heveslendirmeyi amaçlar.

4 Mayıs 2014 Pazar

Origami Etkinliği: Çiçek Yapılışı


Origami Nedir ?


   Origami, Japonca oru (katlama) ve kami (kağıt) kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiş 'Katlanmış Kağıt' anlamına gelen geleneksel kağıt katlama sanatıdır. Origami temelde makas ve yapıştırıcı kullanmadan kağıdı sadece katlayarak çeşitli şekiller oluşturma sanatıdır.

Tarihçesi

  Tarihten günümüze Origami’nin başlangıcıyla ilgili kesin bilgiler olmasa da ilk olarak kağıdı icat eden Çinliler tarafından icra edildiği söylenmektedir. Japonya'ya Budist rahipler tarafından getirildiği düşünülen origami, gelişimini burada tamamlayıp ismini de Japonca'dan almıştır. Kağıt Çinliler tarafından M.Ö 250’de bulunmuştur. Bu yıllarda sadece zenginlerin uğraştığı bu sanat daha çok dini törenlerde ve hediyeleri kaplamada bir zenginlik gösterisi olarak kullanılmıştır. Kağıdın yaygınlaşması ve fiyatlarının uygun hale gelmesiyle origami daha fazla insana ulaşmaya başlamıştır. 17. Yüzyılda halk arasında eğlence şeklini almış ve gelişmeye devam etmiştir. Bu dönemde konuyla ilgili ilk kitapta basılmıştır(1797).

1900’lü yılların başlarından itibaren okullarda öğretilmeye başlanılmış ve çocukların matematiksel zekalarının gelişimine büyük katkıda bulunmuştur. Aynı sanat insanların yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olup bir şeyler üretebilmenin hazzını sunmaktadır.

2. Dünya savaşından sonrada origami sanatsal anlamda büyük gelişme kaydetmiş, artık sadece çocukların değil her yaştan insanın ilgisini çekmiştir. Günümüzde ise bu sanatla ilgili sergiler, atölyeler, kurslar ve çeşitli faaliyetlere ulaşmak oldukça kolay hale gelmiştir.

Origami Türleri


Klasik Origami: Genellikle tek parça kağıdın katlanmasıyla yapılır. Bu türde at, kuş gibi havyanlar yapılabildiği gibi çeşitli eşyalarda yapılabilir.



Modüler Origami: Parçalı origami olarak da bilinen bir türüdür. Birbirine benzeyen parçaların birleştirilmesiyle oluşturulur. Klasik origamideki somut hayvan ve eşya gibi nesnelerin aksine üç boyutlu geometrik nesnelerin yapılmasında kullanılır. Kullanılan parça sayısında herhangi bir sınır yoktur. Aynı parçaların yerlerini değiştirerek birden fazla geometrik şekil elde etmek mümkündür.



Islak Katlama: Gerçeğine uygun doğal görünen hayvan motifleri elde etmek için kullanılır. Kağıda şekil vermek kuruyken oldukça zordur. Islatılan kağıt daha kolay şekil alır ve daha natural şekiller elde edilebilir. Islak origami tekniğini bulan kişi Akira Yoshizawa’dır. Bu büyük üstad origaminin gelişimine katkıda bulunmuştur. Aşağıda Google’nin 14 mart 2012de yaptığı logo çalışması bulunmaktadır.

  Günümüz çok daha fazla çeşidi ortaya çıkan origaminin bilinen diğer türleri Mimari origami, Krigami(kağıt kesme sanatı) ve pop-up origamidir. Oluşan yeni türlerde genelde kesme ve yapıştırma serbest bırakılmıştır.

Kaynakça: http://www.bilgiustam.com/

Üniversitemizde Pi Günü'nden Kareler

Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği 1.sınıflar olarak, bu yıl bizde
14 Mart'da Pi Günü'nü çeşitli etkinliklerle kutladık.Eğlenceli oyunlar,değişik bilgiler ve çeşitli oyunlarımızın da yer aldığı etkinliğimizden kareler..

Pi Günü


   Dünyada 14 Mart, tarihin 3,14 sayısına benzemesinden dolayı "Pi Günü" olarak kutlanmaktadır. Pi günü Türkiye'de ilk defa 2007 yılında Manisa ODTÜ Ülkem Koleji'nde kutlanmıştır.

  Matematikçiler için özel bir gün olan pi gününde, dünyanın çeşitli yerlerinde matematik – geometri olimpiyatları ve pi sayısının virgülünden sonraki en fazla rakamını ezberleme yarışmaları düzenlenmektedir.



Resimde Larry Shaw Pi Günü kutlamasında

Pi Günü'nün Doğuşu

  Pi günü, bir fizikçi olan Larry Shaw tarafından ilk defa 1988 de San Francisco Exploratorium da kutlandı.2004 yılının Pi gününde "Bay Beyin" olarak tanınan Daniel Tammet, Pi sayısının virgülden sonraki 22,514 basamağını ezberden okuyarak önemli bir rekora imza atmıştı. 12 Mart 2009 da ise Amerika, Pi gününü "Ulusal Pi Günü" ilan etti.


   Pi günü çeşitli ülkelerde farklı tarihlerde kullanılmaktadır. Tarih yazarken ayı başa günü ortaya ve yılı sona yazan Avrupa ve Amerika'da 14 Mart olarak kutlanan Pi Günü, tarihi yazarken önce gün sonra ay yazan ülkeler ve fraksiyonel yaklaşımı savunan matematikçiler tarafından 22/7 yani 22 Temmuz da kutlanılması gerektiği söylenmektedir.

Karikatürlerimizden :)

Ne çektik :))




26 Nisan 2014 Cumartesi

Pratik Hesaplama Yöntemleri



10 ile çarpma: E bunu bilmeyen yoktur. Tabiki 10 ile çarpılan sayının sonuna bir sıfır ilave edilir. Eğer sayı virgüllüyse virgül sağa doğru kaydırılır.

(15x10=150) (10 un katları içinde aynı kural geçerlidir.)


5 ile çarpma: Çarpılacak sayının yarısı alınır ve sağına bir sıfır konulur. Sayı tek ise yarısı virgüllü olacaktır bu durumda virgül bir basamak sağa kaydırılır.

(14x5=70)


25 ile çarpma: Sayının dörtte biri ve sağına iki sıfır ilave edilir. Virgüllü sonuç varsa iki virgül kaydırılır.

(28x25=700)


50 ile çarpma: 5 ile çarpma ile aynıdır. Farkı sayının yarısı alındıktan sonra sonuna iki sıfır eklenir.

(14x50=700)



15 ile çarpma: Sayının kendisi ve yarısı toplanır sonuna bir sıfır ilave edilir.

(60x15=900)



11 ile çarpma: Eğer onbir ile çarpacağınız sayı iki basamaklıysa sayının biler ve onlar basamağı toplanır sayının ortasına yazılır.

(27x11, 2+7=9, 27x11=297) 


Eğer toplam 10 ve daha büyük sayı ise elde onlar basamağına aktarılır.

(38x11 , 3+8=11, 38x11=418)



9 ile çarpma:
Sayı 10 ile çarpılır ve kendisi çıkartılır.


5 ile bölme: Sayının iki katı alınır ve bir sıfır eksiltilir. Sayının sonunda sıır yoksa bir virgül sola kaydırılır.

(25:5=5, 32:5=6,4)


25 ile bölme: Sayının dört katı alınır ve iki sıfır çıkarılır.

(120:25=4,8)

22 Nisan 2014 Salı

Matematik Korkusu

   Matematik kimimiz için çok zevkli bir ders olmasına karşın, kimimiz için bir kabus gibidir. Matematik kimileri için günlük ve mesleki hayatının parçası iken, kimileri için bir sürü gereksiz formül ve işlemden oluşan bir derstir.Matematik kaygısı yaşayan öğrencilerin söylemleri şunlar olabilir;
  • Matematik sınavı beni çok heyecanlandırıyor.
  • Öğretmen bana soru soracak diye ödüm kopuyor.
  • Matematik dersine girmek istemiyorum.
  • Okulun başında konuları anlıyorum, ama sonra yapamıyorum.
  • Ne yapacağım bilmiyorum, matematik dersinden kalmak istemiyorum.
   Bu ve benzeri düşüncelere sahipseniz, matematik korkusu yaşıyor olabilirsiniz.
Şunu belirtmek gerekir ki matematik korkusu yaşayan bireyler, sadece Türkiye'de değil diğer ülkelerde de vardır. Ülkemizdeki nedenler farklı olabilir.
Matematiğe yönelik kaygı ve korkunun çeşitli nedenleri olabilir. Bunlar çevreden, okul ve bireyin kendisinden kaynaklanabilir. Biliyoruz ki ülkemizde bireyin geleceği sınavlarla belirlenir. Matematik sorularının daha az çözülebilmesinden dolayı, sınavlarda matematik soruları belirleyicidir. Bu durum matematik dersindeki başarısı yönünden zayıf olan bir öğrencide derse karşı kaygı oluşmasına neden olur.
   Aile ve sosyal çevre de gelecek kaygısını, dolayısı ile matematik dersine duyulan kaygıyı körükler. Hep tanık olmuşuzdur, eve gelen misafir evin öğrenim gören ferdine ilk önce sorduğu şey matematik dersidir. Bu dersten başarılıysa öğrencinin başı okşanır, değilse pek onaylanmaz ve daha çok çalışması vurgulanır. Bu durum dersin gereğinden fazla önemsenmesine neden olur.
   Okullarda ise ilköğretimin birinci kademesinde somut işlemler dönemindeki öğrencinin, soyut kavramlarla karşılaşması onun konuları kavramasını zorlaştırır. Bu bakımdan soyut konuların yeterince somutlaştırılmaması, öğrencinin konu hakkındaki öğrenmişliğinin bilgi düzeyinde kalmasına, kavrama ve uygulama düzeyine ulaşamamasına neden olacaktır. Bununla birliktede öğrenci, zihin yapısı içinde problem çözme becerisini geliştiremeyecektir. Nitekim öğrenci zorlu matematik konularına korku ile yaklaşacaktır.
   Bunların dışında öğrencinin öğretmenine karşı çeşitli nedenlerle olumsuz tutum geliştirmesi dersten kopmalara neden olur. Bununla beraber başarının düşmesine de neden olabilir. Başarının düşmesi ise kaygıyı artıracaktır.Korkunun sebepleri ortadan kaldırılırsa korkunun önüne de geçilebilir.


Matematik korkusundan nasıl kurtulabilirsiniz?

  • Matematik dersine verimli çalışma yollarını aramalısınız. 
  • Olumsuz düşüncelere ve iç konuşmalardan kurtulmalısınız. 
  • Gerçekleştireceğiniz başarılar, matematiğe yönelik olumsuz deneyimlerinizin izlerini ortadan kaldıracaktır.
  • Öğretmenler dersi sevdirebilecek etkinlikler düzenlemelidir. Farklı anlatım yöntem ve teknikleri ile oyunlar ve bulmacalarla eğlenceli bir sınıf ortamı oluşturabilir. Öğrencinin üzerinde olumsuz tutum sergilemesine yol açabilecek davranışlardan sakınmalıdır.
  • Aileler öğrencinin kaygısını körükleyecek söylemleri bırakmalı ve ona destek olacak söylemleri kullanmalıdır. Onun matematik dersinden başarılı olabileceğini belirtmelidir.

Kaynakça:Yazar Levent AKIN 

Matematikte Başarıyı Artırmanın Bir Diğer Yolu


 Araştırmacılar, ebeveynlerin küçük çocuklarıyla sayılar hakkında sıkça konuşmalarının, çocukların matematik becerilerini geliştirdiğini söylüyor.
Ebeveynlerin çocuklarıyla sayılar hakkında sıkça konuşmaları, çocukların ileriki yaşlarda matematik başarılarını artırıyor.
Chicago Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden araştırmacılar, ebeveynlerin küçük çocuklarıyla sayılar hakkında sıkça konuşmalarının, çocukların matematik becerilerini geliştirdiğini söylüyor. Bu çalışmaya göre, ebeveynler küçük yaştaki çocuklarıyla sayıları daha sık kullanarak konuştuğunda, çocuklar sayılar arasındaki ilişkiyi daha çabuk kavrıyor ve ileriki yaşlarda matematik başarıları artıyor.
Bilim ve Teknik Dergisi’nde yer alan habere göre; araştırmacılar beş ayrı ev ziyareti gerçekleştirerek 44 ebeveynin çocuklarıyla etkileşimini videoya kaydetti. Dört aylık aralıklarla yinelenen ziyaretlerin her biri 90 dakika sürdü. Çalışmaya katılan çocukların yaş aralıkları ise 2,5 ile 14 arasında.Çalışma sürecinde bazı ebeveynlerin bir günde cümle içinde birkaç sayı kullandığı, bazılarındaysa bu sayının 257’ye vardığı gözlendi.
Araştırmacılar, ebeveynlerin bu davranışlarının çocuklar üzerindeki etkisini ölçmek için çeşitli testler uyguladı. Örneğin, çocuklara, üzerinde farklı sayıda kareler olan kağıtlar gösterildi ve çocuklardan beş tane kare olan kağıdı bulmaları istendi. Sayılarla daha sık konuşan ailelerin çocuklarının, diğer çocuklara göre daha fazla cevap verdiği gözlendi.
Nasıl Konuşmalı?
Araştırmacı psikologlardan Suzan Levine, okul öncesi çocuklarla konuşurken sayıları kullanma tavsiyesinde bulundu.
Levine, "Biraz bisküvi ister misin?" yerine "İki bisküvi ister misin?" diye sormanın ya da dökülen krakerler çocukla birlikte toplanırken "Kaç kraker kaldı?" gibi sorular sorulmasının daha etkili olacağını belirtiyor.
Kaynak: TRT

Neden Matematik Öğreniyoruz ?


   Matematik uygarlığın aracıdır. Matematik çok yönlü bir bilimdir. Yayılma alanının ve derinliğinin sınırı yoktur. Bilim ve teknolojide olduğu kadar günlük yaşamda da vazgeçilmezdir. Çağlardan çağlara taşınan, ulusal sınır tanımayan, etkili, sağlam ve evrensel bir kültürdür. İnsanoğlu varoluşundan beri korkuyla, şüpheyle ve merakla içinde yaşadığı evreni tanımaya, doğa olaylarını açıklamaya ve doğaya egemen olmaya uğraşmaktadır. Gizlerini bilmediği için doğa olaylarını, yüzbinlerce yıl boyunca, korkuyla gözleyen insanoğlu, doğaya egemen olmak zorunda olduğunu kavradıktan sonra onunla amansız bir mücadeleye girmiştir. Bu mücadelede onun en hünerli aracı matematiktir.

Tarih öncesi zamanlardan beri insanoğluna doğa üstü görünen pek çok olayın bilimsel açıklaması matematik ile yapılabilmiştir, evrenin mükemmel düzeni matematik ile ortaya konulmuştur.

  Örneğin, gök cisimlerinin hareketi, insanoğlunun daima merak ettiği hatta korktuğu olgulardandı. Şimdi Ay'ın ve Güneş'in tutulmasından korkmuyoruz; hatta tutulmaların ne zaman ve nerede olacağını çok önceden hesaplayabiliyoruz. Gök gürlemesinden, yağmurdan, selden korkmuyor; barajlar kuruyor, evlere, fabrikalara enerji akıtıyoruz. Dünyada ve hatta gezegenler arasında etkin bir haberleşme ağı yaratıyor, üstün bir iletişim ortamı kuruyoruz. Temeli matematiğe dayanan Elektrik ve Magnetizma Kuramı olmasa günümüzün enerji ve iletişim sistemleri çalışmazdı; yani radyolarımız çalışmaz, televizyonlarımız göstermez; barajlarımız elektrik üretmezdi. Işığın nasıl yayıldığını kolayca açıklıyoruz. Işığı yalnız aydınlatmada kullanmıyoruz; örneğin, x ışınlarını, lazer ışınlarını insanlığın sağlığı, refahı ve mutluluğu için kullanabiliyoruz. Süper bilgisayarlar üretiyor ve binlerce kişinin binlerce yılda bitiremeyeceği işlemleri saniyelerde yapıyoruz. Romantizmin başlıca kaynağı olan Ay'a ayak basıyoruz... Bütün bunları matematikle yapıyoruz.
Matematiğin uygulanmadığı hiçbir teknik alan yoktur... Matematik yalnızca çağdaş bilim ve tekniğin temel aracı değildir... Tıp, sosyal, siyasal, ekonomi, işletme, yönetim v.b. bilimler de matematiksel yöntemlere dayanmak zorundadır. Kısaca matematik, insan aklının yarattığı en büyük ortak değerdir. Evrenselliği onun gücüdür. Çağları aşarak bize ulaşmıştır, çağları aşarak yeni kuşaklara ulaşacaktır. Büyüyerek, gelişerek, insanlığa hizmet edecek; her zaman taze ve doğru kalacaktır. Bu nedenle, matematik öğretimi bütün dünya ülkelerinde özel bir önem ve önceliğe sahiptir.

21 Nisan 2014 Pazartesi

Benim için Matematik ?

Merhaba,

İsmim Betül,
 Pamukkale Üniversitesi-Eğitim Fakültesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bölümü birinci sınıf öğrencisiyim. 

Bölüme matematiği sevdiğim halde korkarak geldim. İlkokul yıllarımda matematikle aram iyi olmasına rağmen liseye geldiğimde aynı şeyi söylemek doğru olmayacaktır :) İlk düşük notumu bu dersten aldığım için, bu derse karşı içimde bir korku oluştuğu doğru. Ama kader ki bu bölüme geldim . Pişman değilim, çünkü içimdeki matematik sevgisini tekrar dışarı çıkartıp, ileride öğretmen olarak öğrencilerime bu alanı sevdirmek amaçlarımdan biri haline geldi. Ben ileride bir Matematik öğreticisi olarak onları, daha dikkat çekiciliği olan ve eğlenceli bir ders haline gelmiş bir Matematik ile karşılamak istiyorum. Umarım şartlar düşündüğüm gibi olur ve herşeyin notlardan ibaret olmadığı Matematik düşkünü öğrenciler yetiştirebilirim..
Bu blogda temelde ilköğretim matematik dersine ilişkin yayınlara yer vermeyi düşünüyorum.Ama matematik belki de böyle kısıtlanması uygun bir alan değil.O yüzden Matematik'e dair çoğu bilgiye buradan ulaşabilirsiniz..